İsmin: E-mail adresin: Siten: Mesajınız: <- Geri   1 ...  30  31  32 33  34  35  36 ... 66 Devam ->  İsim: yücel Site: - Zaman: 05.08.2009, 18:15 (UTC) Mesaj: herkesin berat kandilini kutlarım İsim: erhan akçay Site: - Zaman: 03.08.2009, 16:30 (UTC) Mesaj: Erhan Hapae'nın circassiancanada.com adresindeki yazısından alıntılanmıştır...Kaseyhable'nın bu değerleri, büyüklerini yazılarına taşıyıp,bizlere yeniden o zamanı yaşattığı için teşekkür ederek,tüm kaseyhable lilerin dikkatine sunmak istedim. saygılarla... . . Altı karışı geçmeyen boyu ile sahanlığa çıkıp artık dayanılmaz hale gelmiş gürültülere karşı avaz avaz sohrandığında, evin bütün odaları, merdiven basamakları, samanlığı ve buğday ambarı da dahil her köşesini çekirgeler gibi işgal etmiş çocuklar sürüsünün suskunluğu sadece birkaç saniye sürer, çıt kesilirdi herkes. Sonra hiçbir şey olmamış gibi ve kaybedilen o birkaç saniyeyi telafi edercesine bir gayretle etrafı telef etmeye devam ederlerdi yeniden. Sevmediklerinden veya saymadıklarından değildi bu durum, tersine annelerinin kulak çekmeleri, babaların azarlamaları veya sümükleri aktığında yüzlerini yıkatmak, düşüp kafalarını yardıklarında gözyaşları içinde bağıra çağıra ağlamak için sığındıkları bir nane kucağı idi o. Ve Naxo’nın onlara bağırıp babanıza söyleyeceğim diye tehditlerde bulunması sinek vızıltısı geliyordu sadece. Netırby’lerın kızıydı. Yok olup gitmiş bir sülalenin. Tanrı, mensup olduğu bu onurlu aileden tek bir kişi bırakmamacasına hepsini elinden alıp götürmüştü ama kendisine altı çocuk ve onlarca torun ihsan etmişti diğer taraftan. Birde bundan öte başka bir şey daha vardı. Köyün ebesiydi, analarımızın rahminden çekip çıkarmıştı hepimizi ve hepimizin Nane’siydi doğal olarak. Evini, avlusunu, bahçesini işgal altında tutan, erik ağacının incecik dallarına sırayla tüneyip yoldan geçenlerin yüreğini ağzına getiren, bahçedeki tek ceviz ağacını iki taraftan taşlayıp birbirlerinin kafalarını yararak cayırtı koparan, duvarın dibinde çığlıklarla zavallı bir fareyi kovalayan, sokakta öldürülmüş küçük bir yılanı kuyruğundan tutup elinde bir kamçı gibi gezdiren bu doğal felaketleri gördükçe doğumlarına yardım ettiği için Tanrı’dan af dilediğine rastlamadık hiç. Tuttuğu yılanı bırakıp elini yıkamasını emrettiği, işe yaramayınca tehdit ettiği o da olmayınca uzaktan yalvarıp durduğu torunu kendisini zıvanadan çıkardığında hepimize zılgıtı basıyordu ama yinede balkona çıkıp ‘’gidin kendi avlunuzda oynayın’’ demek aklından geçmiyordu bir türlü. Bu çocuk kalabalığının temel nedeni bizzat kendi torunlarıydı elbet ama birde bu kalabalığa karışan köyün diğer çocukları da vardı. Sonbahar geldiğinde uzak şehir ve kasabalara dağılmış torunlar, okullar kapanır kapanmaz sökün ederlerdi köye. Torunların bazılarının köyde kendi evleri vardı ama kimse evine gitmeyi aklının ucundan bile geçirmez, Naxo’nın iki katlı sarı toprak sıvalı evini mekan eyler, nanenin kendisiyle birlikte yaşayan tek gelininin dünyasını dar ederlerdi. Çoğu zeki çocuklardı ve ilerde liselere üniversitelere gidip makam mevki sahibi olacak şeylerdi ama o günkü haşarılıklarından anlaşılabilecek bir şey değildi bu. İsim: Mustafa Demirezen Site: - Zaman: 03.08.2009, 11:30 (UTC) Mesaj: ''Allah mesut etsin Tuncercim .Kusura bakmayın gelmeyi çok istiyodum ama hanımın akrabasının düğünü vardı,gelemedik.'' İsim: cetav salih  E-mail: tuna.19 hotma,il .com Site: http://www.yesi,lpinar-koyu.tr.gg//- Zaman: 03.08.2009, 10:51 (UTC) Mesaj: tuncer allah mesut bahtiyar etsin ömür boyu mutluluklar dilerim İsim: Ayşem Site: - Zaman: 03.08.2009, 10:10 (UTC) Mesaj: Tuncel ve eşine ömür boyu mutluluklar diliyorum.allah mesut etsin.Herkese selamlar İsim: yücel Site: - Zaman: 31.07.2009, 15:27 (UTC) Mesaj: selam köyümün güzel insanları pazar günü dügünümüze tüm dostlarımız davetlidir 4 7 arası dışkapı binbir gece düğün salonu 0532 592 67 20 telofonum İsim: onur Site: - Zaman: 29.07.2009, 22:07 (UTC) Mesaj: hatanın ne oldugu bilinmeden umarız yapılmaz denmesi de bir hatatdır İsim: fahri ÇELİK Site: - Zaman: 28.07.2009, 00:22 (UTC) Mesaj: Eleştirilere cevap verdiğin için teşekkür ederim kardeşim.unutlmamalıki doğru eğrilir, eğri kırılır benim düşüncem yok olmaya yüz tutmuş değerlerimizi koruma aşamasında kırılma lüksümüz olmamalı. İsim: xxx Site: - Zaman: 27.07.2009, 22:25 (UTC) Mesaj: Yazımı okuyup bana cevap yazma zahmetinde bulunan büyük küçük herkese öncelikle teşekkür etmeyi borç bilirim. Ben bu mesajı yazarken kimsenin benden af dilemesi gerektiğini düşünerek yazmadım. Tamamen dostane düşüncelerde yapıcı olarak yazdım. O gün orda tatsız bir olay yaşandı ve ben de bu olay karşısındaki düşüncelerimi dile getirdim. Siz değerli büyüklerim ve küçüklerimin, yazmış olduğum bu mesajı dikakte alarak cevap yazdığı için tekrardan teşekkür ederim. Yazdığım yazıya sağduyuyla cevap veren herkese teşekkür ediyorum. Yazımı tam aksi şekilde algılayıp o şekilde cevap veren büyüklerime de saygı duyuyorum. Şunu söylemem gerekir ki ben kimseyi terbiyesizlikle itham etmedim. Eğer yazımı tekrar okursanız "tabirimi mazur görün" ibaresini göreceksiniz. Yani amniyane bir tabir kullandığımı ben orda zaten belirttim. Ama tekrar üzülerek ve hiçbir kötü niyet beslemeksizin söylüyorum ki üniversite eğitimi almış kişiler bunu yanlış algıladılar ve beni üzen bu olayı uygun bir üslupla dile getirmeme karşın bana karşın terbiyesiz nitelemsinde bulundular. Ben kimseyi terbiyesiz olarak nitelendirmedim böyle düşünenler varsa yazıyı tekrar okumalarını öneririm. Zaten eğer böyle bir niyetim olsaydı yaşanan olayı ve kişileri açık açık yazardım ama yazmadım ve yazmam da. O zaman işte o kişilere karşı terbiyesizlik yapmış olurum. Hepimiz insanız, hepimizin hataları olmuştur ve olacaktır. Hata ders alınıp tekrarlanmadığı sürece hatadır. Siz bunu bazı değerli büyüklerimin algıladığı gibi hata olarak algılayabilirsiniz veya yine bazı değerli büyüklerimin söyledikleri gibi bizim köyümüzden kimse hata yapmaz dersiniz. Eğer siz kendinizi bütün olarak görüyorsanız şunu hatırlayayım ki bir zincir en zayıf halkası kadar güçlüdür. Yazımın başında belittiğim gibi böyle bir organizasyon düzenlemin zahmetlerini, zorluklarını ve yoruculuğunu biliyorum. Bunu gerçekleştiren insanların da övgüyü hak eden insanlar olduğunu düşünüyorum. O kişilere karşı büyük saygı duyuyorum. Çünkü birçok kişinin birçok faydalar gördüğü, birçok mutluluklar yaşadığı bir ortam yarattılar. Tekrar belirtiyorum ben kimseye saygısızlık yapmadım, kimseyi terbiyesiz olarak nitelendirmedim. Tamamen iyi niyetlerle yermiş olduğum yazımdan dolayı bana bu yakıştırmayı münasip gören büyüğüme de saygı gösteriyorum. Benden isim istiyorsunuz. Eğer siz olsanız bu tip yorumlar karşısında isminizi buraya yazar mıydınız. İsim belirtmem durumumda burada bu mesaja karşı yazacağınız yorumlar farklı mı olacaktı? Zaten bu yazıyı birilerinin beni muhatap almasını amaçlayarak değil bu siteye girip mesajlar kısmına bakan herkesin en azından bir kere gözünün kenarına takılmasını umarak yazmıştım. Gerisi de açıkçası çok önemli değil. Sizlerden her ne yorum gelirse gelsin bir daha cevap yazmayacağımın ve aynı isimle cevap yazılması durumunda bunun ben olmadığımın bilinmesini istiyorum. Hepinize mutlu, sağlıklı ve başarılı günler diliyorum. İsim: onur yakup akın Site: - Zaman: 24.07.2009, 21:27 (UTC) Mesaj: valla sevgili xxx kardesim artık yyy ol da oyle konus sana yapılan ne idi acaba da bu kadar içerledin köyün gençlerinden bahsederken içinde bulundukları şartları kaç kişinin o kadar işe yetiştiğini biliyormusun acaba herkesin iş güç zamanı -hele de gençerin- işi gücü bırakıp günlerce gelecek misafirler için yaptıkları hazırlıkları biliyormusun acaba ki ben en az katkısı olan biri olarak buyuk oranda yıprandım düşün diğer gençleri ne hale geldiler 3-5 tane genç olarak koy gencleri zaten-yeterince demiyorum- olaganüstü gayret gösterdiler. sen bir sıkıntı yaşadıysan onu açık açık soyle alttan kuyu kazmaya gerek yok koyculuk kavramını senden duydum ve asıl koyculuk yapanında (ifadelerinden ) sen oldugunu gordum. ben o koyde en cok ayıp yapan olarak asıl ayıbı senin yaptıgını goruyorum ve ozur dilemiyorum o koyun genclerinden biri olarak!!!